Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen Yıldız Bayanlar Türkiye Şampiyonasına bu yıl Malatya sahne oldu.Bir Malatyalı olarak şampiyonayı takip edip izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle altyapı organizasyonlarının bu şekilde Türkiye çapında illere dağıtılarak gerçekleştirilmesi Türkiye basketbolunun coğrafyanın tamamını içine alması ve her ilde basketbol seyircisi oluşturulması oldukça önemli ve gelecek adına umut verici.Bu yıl bu illerden birinin memleketim olması adına şanslıyım.
Gelelim şampiyonaya.Şampiyonaya 4 ayrı grupta 4er takımdan toplam 16 takım katıldı.Takımlar Ankara,İstanbul,Adana,İzmir,Mersin,Bursa,Samsun illerimizin temsilcileriydi.
Eleme grubu,çeyrek final ve yarı final maçları günlük 4’er maç şeklinde 2 ayrı salonda,final maçları ise sadece Atatürk Spor Salonunda oynandı.
Şampiyonanın ilk gününün heyecanı ve mücadeleleri şampiyonanın nasıl geçeceğinin sinyallerini veriyordu.Zira bu ilk gün heyecanı son güne kadar aynı şekilde devam etti.Tabi turnuvada heyecan bakımından öne çıkan maçlar vardı.Öncelikle finalin heyecanının dahi önüne geçecek kadar coşkulu bir maç vardı.Tahmin edilmesi zor değil;5.gün oynanan Gs-Fb karşılaşması ki bu karşılaşma finale çıkacak ekibi belirleyecekti.
Karşılaşmanın önemiyle birlikte taraftarın da coşkulu desteği maçı oldukça heyecan verici bir hale getirdi. Maç sonunda sahadan farklı bir skorla galip ayrılan taraf Fenerbahçe oldu.Gs taraftarı oyuncularını alkışlarla soyunma odasına uğurladı.Fenerbahçe finalde,bu karşılaşmadan önce oynanan İstanbul Üniversitesi-Botaş yarı final mücadelesinin galibi Botaş’ın rakibi oldu.
Fenerbahçe ve turnuvanın en coşkulu taraftarlarından birine sahip olan Botaş kıyasıya bir final mücadelesi verecekti.
Ve Final…
Şampiyonanın son gün maçları oynanıyordu artık.Günün ilk maçında Samsun Basket Kalabagücü’nü yenerek 5.liği elde etti.Ardından Şampiyonanın 3.’lük maçında İstanbul Üniversitesi Galatasarayı mağlup ederek 3.’lüğü elde etmiş oldu.
Ve bu maçların ardından sıra finale gelmişti.Salon final maçına kadar büyük ölçüde doldu.Bu final sadece oyuncuların finali olmayacak aynı zamanda Botaş ve Fenerbahçe taraftarı arasında bir rekabete sahne olacak gibi görünüyordu.
Ve saatler 4’ü gösterdiğinde top havalandı.Botaş’ın 12 numaralı oyuncusu Tilbe’nin sayısı ile başlayan maçta Fenerbahçe’nin kontrolü eline alması uzun sürmedi.Dengeli bir oyunla rakibe çok fazla şhücum şansı tanımayan Fb ilk yarıdan 44-26 önde ayrıldı.
Fakat soyunma odasından dönen Botaş herşeyin ilk yarıdan farklı olacağını 3.periyotta net bir şekilde göstermeye başladı.Önce karşılıklı sayılarla devam eden 3.periyodun sonlarına doğru yorulan Fenerbahçe oyuncuları Botaş’a daha fazla sayı şansı vermeye başladılar.
4.periyotta sahaya daha kararlı çıkan bir Botaş vardı.Ve şüphesiz en büyük desteği coşkulu taraftarıydı.İlk yarıda azalmaya başlayan umutları gelen her sayıyla yeniden canlanıyordu.
4.periyot oldukça çekişmeli geçecekti.Ve gerçekten hangi organizasyon olursa olsun dışarıdan bakıldığında finale yakışır bir periyot oynanıyordu.
Fb’nin savunmasının hatalarıyla birlikte şutları da girmemeye başladı.Botaş müthiş bir mecadele azmiyle bitime 5 dk kala skoru eşitlemeyi başardı.Şampiyona boyunca ilk kez Fenerbahçe oyuncularının endişelendiği bir ana tanık oluyordum.Botaş bastırmaya devam ediyordu.Ve öne geçmeleri de uzun sürmedi.Fakat Fenerbahçe oyuncuları şampiyonanın en profesyonel ve sakin denilebilecek oyuncularıydı.Bir kaç dakika içinde toparlandılar ve durumu eşitliğe getirdiler.Fakat baskı iki taraflı devam etmekteydi.Çünkü bitime çok kısa bir süre kalmıştı.Son hücuma girerken 74-74 eşitlik vardı ve son topun sahibi Fenerbahçeydi.Fenerbahçe kupayı çekip alma Botaş maçı uzatma peşindeydi.Ve saniyeler kala Fenerbahçe’nin 13 numarası Deniz’den gelen üçlük kupayı Fenerbahçe’ye,Botaş’ı 2.liğe taşıdı.
Maç sonunda iki takımın da benchinde gözyaşı vardı.Fakat taraftar iyi günde kötü günde oyuncusuna moral vermek için oradaydı.Botaş alkışlar içinde soyunma odasına giderken Fenerbahçeli oyuncular galibiyetin sevincini yaşıyorlardı.
Finalin hemen ardından yapılan ödül töreninde platforma sırayla İstanbul Üniversitesi,Botaşspor ve Fenerbahçe S.K çıktı.
Şampiyonanın bireysel ödüllerine ise Samsun Basket’in 3 dalda ödül alan oyuncusu Doğa Comba damgasını vurdu.Asist kraliçesi,Ribaund kraliçesi ve MVP ödüllerinin sahibi olan Doğa’nın Samsun’un turnuvayı 5. tamamlamasında da emeği büyüktü.
Sayı kraliçesi Şehremini Lisesinden Elif Nur Balota,en iyi guard İstanbul Üniversitesi’nden Melek Yusufoğlu ve en iyi pivot ödülü Botaş’tan Tilbe Şenyürek’in oldu.
Gelelim Şampiyona’nın en iyi forvetine.Burada bir parantez açmak istiyorum.Şampiyonanın en çok dikkat çeken oyuncularından biriydi şüphesiz Fenerbahçe’nin 8 numaralı oyuncusu Fahriye Bayraktar.Hatta daha ilk maçları Ted maçında Mvp olacağını düşünmüştüm.Şampiyona genelinde oyunculara baktığımızda bazı oyuncuların birkaç adım daha önde olduğu görülüyordu.Bunların en önünde gördüğüm iki isim vardı biri Doğa biri Fahriye.Özellikle Fahriye’nin şut isabeti,top seçimleri çok iyiydi.Ve turnuvanın en az hatayla oynayan ismi olarak dikkatleri çekiyordu.Özetle bu ödüller karşısında şaşırdığımı söyleyemem çünkü onlar zaten bu şampiyonya tabir-i caizse bir numara büyüklerdi.Ve bu iki ismi önümüzdeki 3,4 yıl içerisinde çok daha fazla duyacağımıza eminim.
Yine şampiyonanın geneline baktığımızda takımların genel olarak oyun kurucu pozisyonlarının kuvvetli olduğu kanaatindeyim.Bir çok takımı ayakta tutan oyuncuları oyun kurucularıydı.Bu noktada Çankaya,Samsun Basket,İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray ve Botaş’ı özellikle belirtmek istiyorum.
Ve ister istemez Yıldız seviyesinde bu kadar iyi olan guardların A takıma geçince nereye kaybolduğunu da sormadan edemiyor insan.Sanırım bu sorunun cevabını önümüzdeki sayılarda arayacağız.
Yazımın sonlarına doğru şampiyonanın gizli şampiyonlarına;şampiyonada mücadele veren çocuklarını yalnız bırakmayan ailelere bir teşekkür etmek istiyorum.
Salonun çok dolu olmadığı günlerde mutlaka yanımızda oyuncuların ailelerinden biri oturuyordu.Sahadaki çocukların tüm heyecanının paylaşıyorlardı ve bazen onları izlemek de bir o kadar heyecanlı oluyordu.Aramızda kalsın bazen oyunu bırakıp onları izlediğim de oldu.Bu gizli şampiyonlara da bir teşekkür etmeyi borç biliyorum.
Burada küçük de bir parantez açmak istiyorum ki taraftar noktasında belirtmek istediğim bir şey var.Bazı taraftarlar hatta bir kısım oyuncu yakınları sahadaki oyuncuların çocuk olduğunu unutarak onlara haddinden fazla baskı yükleyip hakarete kadar gidebilen sözler sarfediyorlardı.Hatta bazen yuhalanan oyuncunun ailesi de aynı salonda maçı izliyordu.Öncelikle Şampiyonada mücadele veren oyuncuların 95 veya 96 jenerasyonundan olduklarını ve bu şampiyonanın da henüz Yıldızlar seviyesinde bir şampiyona olduğunu daha çok oyuncu geliştirmeye ve yetiştirmeye dayandığını hatırlatmak istiyorum.
Oyunculara paylaşmayı,yardımlaşmayı öğreten bir oyunda bu şekilde anlayışsız ve hırslı davranmanın onlara kazandıracağı hiçbirşey olduğunu düşünmüyorum.Herkesi daha hoşgörülü,sağduyulu ve yapıcı olamaya davet ediyorum.Bu bir oyun ve oyuncu için var olan hiçbir oyun oyuncusundan değerli değildir.
Ve yazımın sonunda şahsım adına Şampiyonada mücadele veren tüm oyuncuları ve koçları kutluyor,başarılarının devamını diliyorum.
Yazı:Betül Kayhan
Küçük göründüklerine bakmayın " ONLAR YILDIZ"
05:41 | Etiketler: Betül Kayhan, Fastbreak Temmuz 2010, Yazılar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder